![]()
Prof. Dr. Doğan Kantarcı
Dr. Sabri Kişmiroğlu
18/04/2017 Dr. Mustafa SABRİ KİŞMİROĞLU(1899-1958) Çorlu'da Balkan Harbi sonundan 1958 yılına kadar hekimlik yapan Dr. M. Sabri Kişmir Bey halkın çok sevip, saydığı, unutulmaz iz bırakanların başında gelir. Ancak Sabri Bey hakkında kayıtlı bilgi pek azdır. Toplanan bilgiler, derlenip künyesi ile birlikte sunulmuştur. Tıp doktoru olarak 1911 yılında mezun olan Sabri Bey'in hemen ardından başlayan Balkan Harbi'nde Edirne Kalesi'nde görevlendirildiği tahmin edilmektedir. Çünkü; Edirne Kalesi teslim olduktan sonra, Sarayiçi mevkiinde toplandıklarını ve açlıktan söğüt ağaçlarının kabuklarını kemirdiklerini anlatırdı. Bulgarların yenilip, Edirne geri alındıktan sonra Dr. Sabri Bey'in Çorlu Hükümet Tabipliğine atandığı bilinmektedir. Dr. Sabri Bey'in ilk çocuğunun doğumu 1910, ikinci ve üçüncü çocuklarının doğumu 1914 ve 1915 olup, tarihler Balkan Harbi ile uyumludur. Dr. Sabri Bey'in iki eşinden, 2'si erkek, 4'ü kız 6 çocuğu olmuştur. Dr. Sabri Bey'in 1. Dünya Harbi'nde görev yeri muhtemelen Trakya'daki 1. Kolordu'dur. Mütarekede Çorlu'da görevine devam ettiği anlaşılmaktadır. Yunanlılar Trakya'yı temmuz 1920'de işgal etmişlerdir (Çorlu'nun işgali 21.7.1920). Yunanlılar Dumlupınar'da yenilip (30.8.1922), 9 eylül 1922'de İzmir'de denize döküldükten hemen sonra Trakya'daki eli silah tutan erkekleri toplayıp, 16.9.1922'de Milos Adası'na sürmüşlerdir. Esir olarak götürülen 3160 kişiden 2287 kişi mart 1923'te geri geri dönebilmiştir (Esirlerin değişimi anlaşması 30.1.1923). Dedem Halit Kantarcıoğlu da bu esirler arasındadır. Dr. Sabri Bey'in anlattığı hatıraları arasında "Milos esirliği" de vardır. Dr. Sabri Bey'in İbradı (Antalya) ile iki yönden bağıntısı vardır. Dr. Sabri Bey sade yaşayan bir halk hekimiydi. Eski muayenehanesini Dr. Ömer Tansuğ'a kiralamış, kendisi de onun karşısında evindeki bir muayenehaneye çekilmişti. Dr. Ömer Tansuğ da Çorlu'ya Hükümet Tabibi olarak gelmişti. O da sade yaşayan bir halk hekimiydi. İki muhterem hekimin de Çorlu'ya ve köylerine şifa dağıtmışlar ve halkın yüce gönlünde yer almışlardır. Muayenehaneleri Hükümet Caddesi ile Balıkpazarı arasında geçit olan meydanda olup, Halk Eczanesi de Hükümet Caddesi tarafındaydı. Dr. Ömer Tansuğ ailesi ile Şeyhsinan Mahallesi Arabacıbaşı sokağında (1945-54 yılları arasındaki evimiz) komşuyduk. Halk Eczanesinde çalıştığım 1953-54 yılında bu iki hekimi daha yakından tanıdım. Yazdıkları reçeteleri laboratuvarda yapardık. Eczaneye gelen hastalar ile yakınlarının anlattıklarından, halkın ortak saygı ve sevgisini duyup, dinledim. O zamanki muayene ücretlerini hatırlamıyorum. Bizden muayene ücreti almazlardı. Ama hatırladığım başka bir olaylar dizisini sunayım: Dr. Sabri Bey ve onu izleyen Dr. Ömer Bey halkın gönlünde yer etmiş babacan ve derviş ruhlu hekimlerdi. Nur içinde yatsınlar. M. Doğan Kantarcı |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Çevreye Katkı Özel Ödülü - 22/09/2020 |
Çevre konusundaki çalışmalarım Mimarlar Odası'nca ödüle değer bulundu. Ben bir yurttaş olarak sadece görevimi yaptığıma inanıyorum. |
İstanbul Havalimanı gerçeği - 10/03/2019 |
Bir yanlış kararın neden olabileceği tehlikelere dikkati çekmek istiyorum. |
Yürü bre Kemal Bey - 22/06/2017 |
Türklerin 3 H'si vardır |
Kabak suyu öyküsü - 26/01/2017 |
Kıssadan hisse çıkartılacak bir öyküdür bu! |
Ali Dayı türküsü ve oyun havası - 14/01/2016 |
Trakya’da mahalle ve köy düğünlerinde söylenip, oynanan şiirli, şarkılı oyunlardan biri de “Ali Dayı” Türküsü ve oyun havasıydı. |
Yeni Yılınız Kutlu Olsun - 29/12/2015 |
Sonsuzluğun içinde sonsuzluğa yürüyenlerdeniz. Elbet bu çölü de geçeriz. |
Mümin Aga - 19/12/2015 |
Çorlu'da 1950-51 yıllarında yaşadığımız iki olayı ve bu konuda yıllar sonra öğrendiklerimi eski kültürümüzün bir anısı olarak görüşünüze sunmak isterim. |
Metrodaki kemancı - 10/12/2015 |
Ben genellikle sıradan bir insan olarak halkın arasında dolaşırım. Alnımda profesör yazmıyor ya! |